Fenerbahçemizin başarılı futbolcusu Allan Saint-Maximin, Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan ‘Günün Röportajı’ programına konuk oldu.

Fenerbahçe forması altında büyük muvaffakiyetler imza atmayı hedeflediğini belirten Fransız futbolcumuz, Teknik Yöneticimiz Jose Mourinho ve özel hayatıyla ilgili açıklamalarda da bulundu.

4-1 kazandığımız Trabzonspor maçıyla ilgili Maximin, “Gerçekten kuvvetli bir maçtı. Fenerbahçe ve Trabzonspor ortasında geçmişte oynanan maçlara da bakacak olursak, hep daima güç geçen maçlar olarak göze çarpıyor. Trabzonspor’a karşı birinci oynadığımız maç da zordu. Son dakika atmış olduğumuz golle bir arada galip gelmesini bildik. Son oynadığımız maç evimizdeydik ve tek istediğimiz 3 puanı elde edebilmekti. Bunu elde edebildiğimiz için memnunuz. Birebir vakitte puan farkını 3’e indirebilmek ve rakibe baskı yaratabilmek açısından çok değerliydi. Maç bizim açımızdan kolay geçmedi. Kalemizde 1 gol gördük ve yediğimiz golden sonra işler biraz zorlaştı lakin bu noktadan sonra bir karakter göstermemiz gerekiyordu. Bunu da göstermeyi başardık. Şampiyon olmak istediğimizi herkese gösterdik ve güçlü bir karşılık verdik 4-1’lik sonuçla. Talisca’nın son attığı gol de hakikaten inanılmazdı. Taraftarlarımızın ardımızda oluşuyla bir arada dönemin sonuna kadar her maçı kazanmamız gerekiyor ki şampiyon olma bahtımızı yükseltelim.” halinde konuştu.

Talisca’nın Trabzonspor karşısında kaydettiği son golle ilgili Saint-Maximin, “Kendisi olağanüstü biri. Çok sıkı bir formda çalışıyor. Bizlere yardımcı olmak için elinden gelenin en düzgününü ortaya koyuyor. Yeni bir kulübe gittiğiniz vakit süreç sıkıntı geçebilir ve adaptasyon süreciniz olur. Fakat bu maç özelinde konuşacak olursak onun için çok memnun oldum. Böylesine kıymetli bir maçta bu şekil goller atması ki bahsettiğiniz gol harikaydı… Bu golü hak etti. Çok fazla çalışıyor. Umuyorum ki attığı bu gol ona daha fazla özgüven vermiş olur. Şampiyonluk için her ekip arkadaşımız değerli, ekibe yardımcı olmaya çalışmak çok kıymetli. Gayemiz de, isteğimiz de şampiyonluk. Münasebetiyle Ekibimize bu manada yardımcı olabilmek mükemmel bir his olsa gerek.” değerlendirmesinde bulundu.

Şampiyonluk yarışıyla ilgili Maximin, “Açıkçası kolay bir dönem olduğunu söyleyemeyiz başından bu ana kadar. Benim için de tıpkı halde. Lakin futbolda şunu çok âlâ bilmemiz gerekiyor ki, kıymetli oyuncular kıymetli anlarda değerli dakikalarda sahne alırlar ve kendilerini gösterirler. Şu anda geçmişte olan maçları düşünmememiz gerekiyor. Artık final haftalarına giriyoruz ve final adımlarını atmamız gerekiyor. Her maç çok ancak çok kıymetli. Bu manada kadro olarak her vakit bir arada hareket etmemiz gerekiyor, istediğimiz sonuçları lakin bir arada alabiliriz. Bunun için de çabalayacağız. Şu anki süreci seviyorum zira bu noktalarda yanılgı yapmamanız, odaklı, ayrıntılı bir formda hareket etmeniz gerekiyor. Hocamız, teknik heyet, herkes bizleri saha içerisinde en âlâ noktaya ulaştırabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. İş bir manada biz oyuncularda bitiyor. Bizlerin bu noktada kadro olarak karakter ve direnç göstermesi lazım. Tıpkı Trabzonspor maçında yaptığımız üzere. Bunu yapabilirsek o isteği, arzuyu, hayali gerçekleştirebiliriz. Rakip gol atabilir, gol yiyebilirsiniz lakin o noktada biz daha fazlasını atabilmeliyiz.Bu mantalitede olmalıyız.Gol mü yiyoruz? Daha fazlasını atmamız lazım. Bu mantaliteyi, bu savaşı göstermemiz lazım. Ben kendi adıma bu savaşı göstereceğimi rahatlıkla söyleyebilirim dönem sonuna kadar. Onların üzerinde baskıyı yaratmaya devam etmemiz gerekiyor. Bunu da nasıl yaparsınız? Savaşarak, uğraş ederek.” halinde niyetlerini aktardı.

Babasının sıhhat durumuyla ilgiliyse Maximin, “Tanrı bana bir baht verdi hayattan keyif alabilmem için. Bunu futbol oynayarak gerçekleştiriyorum lakin yalnızca futbol olarak değerlendiremem. Hayatta nitekim İlaha minnettar olduğum çok şey var. Yaşadığım hayattan ötürü bunu söyleyebilirim lakin alışılmış ki herkes tıpkı bahta sahip olamıyor. Münasebetiyle bu manada Rabbe çok minnettarım. İnsanları anlayabilmek gerekiyor. Benimki üzere bir durumdaysanız kolay vakitler geçirmiyorsunuzdur zira sevdiğiniz insanlara bir şeyler olduğunda ya da onların başına bir şeyler geldiğinde kendinizi âlâ hissetmeniz kolay değil. Allahın bana bahşettiklerinden ötürü her ne kadar keyif alsam da sizlerin de üzüleceği şeyler olabiliyor, sevdiğiniz insanların başına bir şeyler gelebiliyor. Babam şu an çok daha düzgün bir durumda. Yaradana minnettarım. Yürümeye de başladı. Bu süreç içerisinde sevdiğim bir insanı kaybettim. Hem benim için hem ailem için güç vakitlerdi. Alana çıktığınız vakit bu sorunları başınızdan atmanız gerekiyor ancak alışılmış ki bunlar bilinçaltınızda olabiliyor. Omzunuzdaki bu sorunları alana çıktığınızda indirgemeniz gerekiyor zira bizler neden futbol oynadığımızı biliyoruz. Taraftarlarımız, topluluğumuz için futbol oynuyoruz. Şunun da çok uygun şuurundayız ki; bu sene gelecek olan şampiyonluk taraftarlarımız için çok ancak çok kıymetli. Doğal ki de kolay bir süreç olmayabiliyor, sıkıntı durumlar yaşayabiliyorsunuz. Lakin bizler taraftarlarımız için elimizden gelenin en uygununu ortaya koyuyoruz. Bu noktada babamı kaybedebilirdim. Yaşamış olduğum süreç de beni çok etkiledi. Ben aslında kolay bir beşerim. Herkes üzere düşünüyorum. Babamı çok seviyorum. Babam çok daha âlâ ve bundan ötürü çok memnunum. Şu anda bir çocuğum var. Şu anda yanlarındayım lakin tahminen yarın yanlarında olamayabilirim. Hayat insanları sizden ayırabiliyor. En kıymetli şey devam edebilmek ve insan olarak en yeterli versiyonunuza ulaşabilmek çok fakat çok pahalı bir şey. Yeterli tanınmak, güzel bilinmek, uygun hatırlanmak çok müspet şeyler. Benim bir düşmanım yok, düşman olarak da görülmek istemem. Hayattaki gayem şu; kendi dini kitabımızda da yer alır, Kuran’da da yer alır. ‘Birbirinizi sevin.’ Mottom, niyetim bu. Güçlü yahut yoksul bir hayat sürebilirsiniz fakat kıymetli olan sevgidir, birbirinizi sevmektir. En kıymetli şey bu noktada uygun bir formda hatırlanmak. Bilhassa çocuklarınız ve aileniz tarafından uygun hatırlanmak benim için kıymetli noktalar.” açıklamasında bulundu.

Maximin ayrıyeten hayvan sevgisiyle ilgili olarak, “Ben köpekleri çok fazla sevdiğimi söyleyebilirim. Her şeyden evvel çok sadık canlılar. Ne olursa olsun size geri dönüyorlar. O sadakatlerini gösteriyorlar. Beşerler bu manada daha farklı natürel. Öteki nokta da köpekler olağan ki konuşabilen canlılar değil. Köpekleri çok seviyorum. Çocuklarım için de birebir formda kusursuz bir şey köpeğimle vakit geçirmeleri. Hasebiyle benim için köpek sahibi olmak, onunla vakit geçiriyor olmak, yaşamak çok değerli zira her değerli anında bir köpeğim vardı. Onunla vakit geçirdiğim için çok memnunum. Etrafınızdaki beşerler da köpeğinize sevgi gösteriyorlar, bu da güzel bir şey. Burası çok büyük bir aile. Tesiste çok büyük bir aileyiz. Onların köpeğimle ilgilendiğini gördüğüm vakit ben de keyifli oluyorum. Bu manada kulübe de teşekkür ederim zira köpeğimi tesise getirmeme müsaade veriyorlar. Bu noktada hocamıza da teşekkür ediyorum. Bazen hocamız köpeğimi alana kendisi çıkarıyor. Bu da hoş bir atmosfer yaratıyor. Değerli olan bu yaşadığınız anekdotlarla kendinizi âlâ hissetmeniz. Bunlarla bir arada birlikteliğinizi pekiştiriyorsunuz ve bunu hissettiğiniz vakit maçlarda karşılığını elde ediyorsunuz. Aile olduğunuzu kavrayarak, bilerek bu halde bir savaş, gayret ortaya koyuyorsunuz. Bu güç sizi besliyor saha içerisinde ve saha dışında. Negatif güçlerin bu manada hiçbir katkısı yok. Sizi hiçbir yardımı olmaz. Ben kendi özelimde şunu söyleyebilirim; baskı hisseden bir futbolcu değilim. Fakat negatif güç sürekli baskı yaratır. Negatif güç hissettiğiniz vakit bu size makûs bir biçimde geri döner. Bu bahsettiğim olumlu anlar bize yardım edecek çok kıymetli anlar. Köpeğimle vakit geçirmek nitekim çok hoş bir his.” diye konuştu.

Futbola bakış açısıyla ilgili bilgiler aktaran Maximin, “Ben her vakit dürüst konuşan bir beşerim. Futbolda da her vakit bunu ortaya koymaya çalışıyorum. Aslında beşerler futbolun içinde her vakit düşündükleri şeyleri söyleyemezler, farkı şeyler anlatabilirler. Ama burada benim bakış açım sevdiğim şeyi yapmaktan ve dürüst olmaktan yanayım. Ben bu işi yalnızca sevdiğim için yapıyorum. Futbolun içindeki hissi, atmosferi her şeyi çok seviyorum. Hasebiyle bu sebeplerden ötürü ben futbol oynuyorum. Birtakım insanlara nazaran futbol oynama sebeplerim farklıdır ve buna da hürmet duyuyorum. Olağan ki futbola birinci başladığım vakit maksadım para kazanabilmek ve hayallerimi gerçekleştirebilmek ve ailemi geçindirebilmekti. Ben bu niyetlerimi ve isteklerimi gerçekleştirdim. O yüzden şu an yalnızca sevdiğim iş olan futbol oynamaya odaklanmış durumdayım.” tabirlerini kullandı.

Teknik Yöneticimiz Jose Mourinho ile ilgisini ve transfer sürecini anlatan Maximin, “Hocamız Jose Mourinho beni aradığı vakit aslında çok fazla fırsat ve opsiyon vardı. O vakitler Arabistan’da futbol oynuyordum ve benim adıma her şey yolundaydı. Jose Mourinho’nun benimle konuşması benim fikirlerimi aydınlattı, geliştirdi ve değiştirdi. Zira yıllardır şampiyonluğumuz yok ve benim oraya gidip Fenerbahçe’ye şampiyon olma konusunda yardımcı olmam gerek. Sonra taraftarlara baktım ve onların inanılmaz olduklarını gördüm. Sonra düşündüm ki oraya gideyim ve taraftarları memnun etmeye çalışayım. Hocamızla birbirimize her vakit direkt olduk. Birbirimize ne hissediyorsak dürüst bir formda açıklıyoruz. Bunu da birbirimize karşı hürmet içerisinde yapıyoruz. Onu çok seviyorum. Bilhassa Fenerbahçe Akademisi’nde ve benim akademim de bulunan genç arkadaşlarıma yaptıklarını unutamam. Bu yaptığı şey birçok şeyden daha kıymetli benim için. Futbol dünyasında bunu yapmayacak birçok hoca var. Buradan isim vermem hakikat olmaz lakin Jose Mourinho’nun yaptıklarını yapmayacak birçok hoca var. Yaptıkları benim için çok kıymetli ve bedelli. Futbolun içinde tartışma yaşayabilirsiniz, başka düştüğünüz mevzular olabilir bunlar çok olağan. Sonuç prestijiyle şunları söyleyebilirim ben hocama çok büyük bir sevgi ve hürmet duyuyorum. Tıpkı biçimde geçmişte başardığı birçok şeye de çok büyük hürmet duyuyorum. Umarım isteğimizi, isteklerimizi birlikte gerçekleştirebiliriz ve dönemi en olağanüstü bir formda tamamlayabiliriz. Bizim için en kıymetlisi bu olacaktır.” dedi.

Son olarak taraftarlarımıza bildiri gönderen Allan, “Taraftarlarımızı çok seviyorum. Buraya geldiğim vakitten itibaren bana inanılmaz biçimde takviye oldular. Ekip olarak uygun işler çıkaramadığımız vakit bile bize daima dayanak oldular. Bana göstermiş olduğu bu sevgi ve takviyesi alana çıktığım her an yaşıyorum ve hissediyorum. Toplumsal medyada çok fazla şey yazılıp çiziliyor. Ben buradan orada yazılan her şeye inanmamaları gerektiğini taraftarlarımıza hatırlatmak istiyorum. Bunlara değil daha çok alana odaklanmamız gerekiyor. Daima birlikte hareket etmek ve bu biçimde bir şeyler yapmak istiyoruz. Münasebetiyle bunlara odaklanmak çok daha kıymetli diye düşünüyorum. Ben baskıya alışık birisiyim bana bu dokunmaz. Hatta telefonu alıp bile bakmam fakat bu ekibi etkileyebilir. Taraftarlarımızın her vakit ardımızda olmalarını istiyorum. Grup olarak da bunu istiyoruz. Biz sonuna kadar gayretimizi ortaya koyacağız. Burada bulunan herkes futbolcusundan aşçısına kadar şampiyonluğu çok istiyor ve çok çalışıyor. Buraya sabah 08.00’de gelip akşam 21.00’de çıkan teknik heyetteki hocalarıma da ‘sizin aileniz yok mu?’ diye sorduğum vakitler oluyor. Zira herkes çok çalışıyor. Ve bu durum her gün olan bir durum. Kolay bir şey değil bu olanlar ve herkesin gayesi şampiyonluğu kazanmak. Bu şampiyonluğu elde etmemiz için de taraftarlarımıza çok ancak çok muhtaçlığımız var. Elbette onları da anlıyorum Fenerbahçe için çok sıkıntı bir süreç oldu. Her ne kadar uzun müddettir gelmeyen bir şampiyonluk olsa da taraftarlarımızdan takviye istiyoruz. Bu gruba yardım edebilmek ve şampiyonluğu kazanmak alanda için en güzelini ortaya koyacağımdan eminim.” açıklamalarını yaptı.

Basın Fotoğrafları