Asbaşkanımız Acun Ilıcalı, UEFA Avrupa Ligi son 16 tipi birinci maçında İskoçya takımı Rangers ile oynayacağımız müsabaka öncesinde Ekibimizin hazırlıklarını sürdürdüğü Fenerbahçe Can Bartu Tesisleri’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Ekibimizin Avrupa’da yoluna devam ediyor olmasından ötürü gurur duyduğunu söz eden Asbaşkanımız Acun Ilıcalı, ekip içerisindeki birlik ve beraberlik ortamına da vurgu yaptı.

Asbaşkanımız Acun Ilıcalı’nın açıklamaları şu halde:

ÜLKEMİZİ EN HOŞ FORMDA TEMSİL EDECEĞİZ

Memnunuz, gururluyuz. Bence elemelerde en sıkıntı kümeden çıktık. O vakitler da söylüyorduk, rakiplerimiz hem formda hem argümanlı, çok güçlü rakiplerdi. Alışılmış ki çok güç maçlar oynadık, eksik takımlarla oynadık. UEFA kurallarını biliyorsunuz, bir defa yazıyorsunuz, sonra sakatlık olunca yerine koyamıyorsunuz.

Genç ekip oyuncularıyla çıktığımız deplasmanlar oldu, kulübede 5 genç oyuncumuzun yer aldığı oldu. Bunların hepsini aştık ve ikinci tipe çıktık. İkinci cinste tam manasıyla gücümüzü gösterdik. Orada aslında transfer yapabilmiş olmanın avantajı var. Anderlecht’i eledik. Artık yeniden güçlü bir rakip, Rangers FC. Hocamıza, çocuklarımıza inanıyoruz. Grubun havasını aslında görüyorsunuz. Adım adım yükseliyoruz. Heyecanla yarını bekliyoruz fakat Avrupa kupalarında hiçbir maçın ne garantisi var ne de favorisi var. Ben bir Fenerbahçeli olarak çok memnun ve gururluyum. İnşallah ülkemizi en hoş biçimde temsil edeceğiz.

EN AĞIR TENKİTLER VARKEN BİLE HOCAMIZA DAİMA LİDERİMİZ BAŞTA OLMAK ÜZERE ‘ARKANDAYIZ.’ DEDİK

Süper Lig için söyleyebileceğimiz tek bir şey var. En başından beri planladığımız üzere sonuç prestijiyle dünyanın en uygun teknik yöneticilerinden birinin geldiği, çok uygun bir takımın oluşturulduğu bir dönem başladı. Dönem başlarken her yeni hocanın yaşayabileceği zorlukları, grubu tanıma süreci olsun, alışma süreci olsun… Hocamız da gördüğünüz üzere, -bütün futbolseverlerin ve futbol otoritelerinin de hemfikir olduğu husus budur herhalde- grubu evvel tanıyıp sonra gruba nazaran sistem geliştirip sonra o sistem üzerinde ısrar edip meyvelerini almaya başladı. Biz kendisine güvendiğimizi söyledik. En başından beri en ağır tenkitler varken bile hocamıza daima Liderimiz başta olmak üzere ‘Arkandayız.’ dedik. Liderimiz o itimadı daima hissettirdi. Biz daima hissettirdik. Ben de kendisiyle çabucak hemen her gün beraberim. Ona ne kadar inandığımızı daima hissettirdik. Sonuç prestijiyle futbol bildiğiniz üzere evvel hakikat proje, sonra o projede ısrar ve bence muvaffakiyetin bütün sırrı bu. Şu anda Fenerbahçe’nin yaptığı da bu; gerçek bir projede, gerçek hocayla ısrar ediyoruz. Ocak ayında eksikleri tamamladık. Açıkçası âlâ bir devirdeyiz. Allah nasip ederse evvel UEFA Kupası’nda sonra Ligde de yolumuza devam edeceğiz. Hoş günler yaşıyoruz.

TAKIM İÇERİSİNDE TAM MANASIYLA BİR BİRLEŞME VAR. KADRONUN TEK BEDEN OLDUĞUNU HİSSEDİYORSUNUZ

Futbolun ruhsal tarafı çok değerlidir. Her şey alanda muhakkak olur lakin tıpkı ekiple, tıpkı oyuncularla yeterli oynayıp berbat oynadığını gördüğümüz üzere bunun ve ardında da ruhsal sebepler olduğu gerçeği de vardır. Ruhsal üstünlük müdür, bilemem fakat psikolojimizin çok âlâ olduğunu söyleyebilirim. Grup içerisinde tam manasıyla bir birleşme var. Ekibin tek beden olduğunu hissediyorsunuz. Taraftarımız da bunun farkında. Son haftalarda taraftarımızı çok övdüm ki fazlasını hak ediyorlar. Topluluk olarak psikolojimiz pek uygun. Bence yabancı VAR gelmesi Türk futbolunda birinci kırılma noktasıydı. Yabancı VAR geldikten sonra da dikkat edersiniz ivmenin artık bize yanlışsız döndüğünü görüyoruz. Birinci bizim yapmamız gereken futbola adaleti getirmekti. Bunun için çok çabaladık. Eylülden beri çabaladık, sonra öteki kulüplerimiz de bize birebir biçimde dayanak verdiler. Türkiye’deki sıkıntıları onlar da gördü. Bir tek biz konuşmadık, birçok kadro konuştu ve sonunda da Türkiye’de bir şeyler değişiyor, bunu görüyoruz. Artık eskisi üzere ‘şu maça şu hakemi atayayım, bu maça bu hakemi atayayım’ zamanı bitti. Bu hafta içerisinde ya da hafta sonuna hakikat yeniden açıklamalarım olacak ancak genelini soruyorsanız nitekim hoş şeyler oluyor. Ben adaletin Türkiye’de, futbolda her geçen gün daha fazla tecelli ettiğini görüyorum, derbi maçında da birebir halde. O yüzden bu değişkenlikler evvelden ‘A pardon, hangi ruh halindeydim, bilmiyordum. Nasıl verdim bu penaltıyı? Kendimde değildim’ kısmından artık daha hoş günlere geldik. O yüzden o açıdan da umutluyuz. Topluluk olarak heyecanlıyız. Üç kulvarda devam ediyoruz. Takımımıza inanıyoruz. Lakin hiçbir ekibi da küçümsemiyoruz. Bütün rakiplerimiz, Avrupa’daki rakiplerimiz de güçlü, Türkiye’deki rakiplerimiz de güçlü. Sonuna kadar tıpkı biçimde devam edeceğiz.

ÜLKEMİZİN GERİMİZDE OLDUĞUNU HİSSEDİYORUZ. İNŞALLAH TÜRK FUTBOLU İÇİN DE KIYMETLİ MUVAFFAKİYETLER ELDE EDERİZ

Gönül isterdi diğer kadrolarımız da olsun. Bu bir yandan sevindiriyor bir yandan da üzüyor beni. Tek kadro olmanın gururu çok kıymetli evet, ancak neden birkaç ekibimiz daha olmasaydı? Uygun ve güçlü kadrolarımız var, hayalimiz de birçok grubumuzun burada olması. Şu anda bir tek Fenerbahçe var mı? Var. Bu tıpta da güçlü bir ekiple oynayacağız ancak ben tekrar tezli olduğumuzu düşünüyorum. Ülkemizin gerimizde olduğunu hissediyoruz. İnşallah Türk futbolu için de değerli muvaffakiyetler elde ederiz. Bu cins bizim için bir gaye değil yalnızca pürüz.

HANGİ GRUBU TUTTUĞU AŞİKÂR OLMAYAN HAKEMLERİN MAÇ YÖNETMESİNDE ADALET HİSSİNİN ZEDELENECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ

Yerli hakemler olabilir. Periyot devir dünyanın birçok yerinde de olmuştur. Birçok ülkede de bunun bir uygulaması var. Bu mevzuda yerli hakemlerle ilgili acayip bir mana verip onların kusurlarının acılarını çekmeye gerek yok. Şöyle bir gerçek var, dünyanın en uygun hakemlerinin gelip maç yönetmesi VAR’da olması lazım. Bu türlü olduğu vakit adaletin geleceğine inanıyoruz. Bunu da en başından beri söylüyoruz aslında. Beşiktaş ve Trabzonspor tıpkı açıklamaları yaptı. Türkiye’de aklı başında olan, adalet isteyen herkesin ön planda yabancı hakemlerle alana çıkmasının gerektiğini düşünüyorum. Daha evvel de sorduğum üzere bir defa daha soruyorum: Türk hakemlerinin hangi grubu tuttuğunu biliyor muyuz? Ben bunu bir defa daha soruyorum. Biliyor muyuz? Bilmiyor muyuz? Ben de diyorum ki Maribor’da benim ekibim var diye oradan hakem gelmesinde o hassasiyeti gösterenler bugün, Fenerbahçeli ve Galatasaraylı hakemlerin maç yönetmesinde neden bu kadar rahatlar? Dün okudum Fenerbahçeli bir hakem maç yönetmiş. Yönetmesin. Güya biz ‘Fenerbahçeli hakemler yönetsin’ diyoruz. Kadro tutan hakemler maç yönetmesin diyoruz. ‘Fenerbahçeli hakem Fenerbahçe’nin maçını yönetti’ diyorlar. Yönetmesin. Galatasaraylı hakem de istemiyoruz. Hangi hakemin, hangi kadrosu tuttuğunu bilmiyoruz. Ben artık size soruyorum, neden bilmiyoruz? Her yerde biliyorlar, dünyanın her yerinde açıklanıyor, biliniyor lakin bizde bilinmiyor. Bu bahiste kulüp olarak çok derecede rahatsız olduğumuzu belirteyim. Hangi kadrosu tuttuğu muhakkak olmayan hakemlerin maç yönetmesinde adalet hissinin zedeleneceğini düşünüyoruz.

Basın Fotoğrafları