Başkanımız Ali Y. Koç, Yüksek Divan Kurulu Toplantımızda açıklamalarda bulundu

Başkanımız Ali Y. Koç, Faruk Ilgaz Tesislerimizde düzenlenen Yüksek Divan Kurulu Toplantımızda kıymetli açıklamalarda bulundu. Liderimizin konuşmasının tamamı şöyle:

“Değerli Fenerbahçeliler hepinizi hürmet ve sevgiyle selamlıyorum.

Dostum olan, futbolcuyken bizlere hizmet eden Bülent hocamızın kendisine ve ailesine başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin. Allah kimseyi evlatlarıyla sınamasın, çok güç bir durum. Sevgili kızı Almina ışıklar içerisinde yatsın. Bu acılı günlerin tek ilacı vakit. Kısa vakitte da inşallah çabuk geçer. Sabır, kuvvet ve metanet diliyorum. Güneş hanıma da ayrıyeten başsağlığı dilemek istiyorum. Güneş Hanımı biraz anlattılar, tekrar anlatayım. Bayan basketbol ve voleybol şubelerimizin efsanelerinden. Son periyotta sık sık görüştüğümüz biriydi. En son burada Hulusi Belgü’nün voleybol aktifliğine katılmıştı. Sıhhati biraz berbata gitti, yardımcı olduk ve tekrar huzurevine döndü. Takip eden günler içerisinde maalesef kaybettik. Ulusal ekibin birinci bayan kaptanıydı. Babası Doktor Selim Çapa, Türkiye ve Fenerbahçe’de bayan basketbol ve voleybolunun kurucularındandı. Çok kupa kazandı ancak bir özelliği daha Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci bayan yöneticisiydi. Parıltılar içerisinde yatsın.

BİZİM ÜZÜLÜP ŞİKÂYET ETME LÜKSÜMÜZ YOK. ÇALIŞMAK VE BU DÜŞÜNCELERİ GİDERMEK ZORUNDAYIZ

Evet, biz geçen hafta bu toplantıya hazırlanırken çok heyecanlıydık. Size çok hoş haberlerin muştusunu verecektik. Doğal para pul hususları tüm camiayı etkilemese de sizler topluluğumuzun büyükleri akil insanları olarak sizlere daha çok hitap ediyor. Finans konularından Erol Bey bahsetti ben girmeyeceğim. Çok memnunduk ruhsal üstünlük bize geçmişti. 11 puandan 3 puana kadar inmiştik. Kalan fikstürde de bu farkın kapanacağı tarafındaydı. Hasebiyle ful motivasyon ve güçle bu toplantıya gelecektik. Hafta sonu 5 karşılaşmamız vardı, hepsi kendi alanlarında finaller ve final etap tipleriydi. Bayan basketbolda bir kere daha şampiyon olduk. Fakat kimsenin öngöremediği ve ne yazık ki geçmiş yıllarda da, yalnızca bizim devrimizde değil beklenmedik rakiplere karşı hiç beklenmedik periyotta hem de kendi stadımızda kaybettiğimiz puanlarla şampiyonluk bahtımızı sekteye uğrattık. Her ne kadar futbol her türlü sonuca açık olsa bile haklı olarak bütün topluluğun haletiruhiyesi değişti, karamsarlaştık ve çok üzüldük. Hatta birçoğunuz haklı olarak öfkelendi. Bizim burada olmamız, sizden farklı hisler içinde olmamız demek değil. Bizler de birebir derecede üzgün durumdayız lakin bizim üzülüp şikâyet etme lüksümüz yok. Çalışmak ve bu dertleri gidermek zorundayız. Hepinizin içinde yaşadığı hisleri, hayal kırıklıklarını biliyoruz. Zira biz de birebir tıpkı hisleri yaşıyoruz.

FENERBAHÇE DEMOKRASİNİN PAHALI OLDUĞUNU HERKESE GÖSTERDİK

Demin Ahmet Bulut’un da dediği üzere umutla başladığımız, farkı üç puana kadar indirip ruhsal avantajı elde ettiğimizi düşündüğümüz bir dönemde izahatı son derece sıkıntı bir beraberlikle geldiğimiz nokta maalesef bizi çok dezavantajlı bir duruma düşürdü. Burada sayılarla, tablolarla sizi ikna etmeye çalışmayacağız. Siz gönül koydunuz, ben de gönülden konuşacağım. Her şeye karşın, kulübümüzün geleceği açısından bize güvenen ve istikrar açısından yanımızda olanlara şahsım ve idare suram ismine teşekkür etmek istiyorum. Geçen sene renkli, çetin yeri geldiğinde gergin bir kongre yaşadık lakin bir kere daha Fenerbahçe demokrasinin kıymetli olduğunu herkese gösterdik. Bu kongrede topluluğumuz bizleri 3 yıl daha misyona getirdi. Topluluğumuzun uzun mühlet beklediği şampiyonluk hasretini gidermek için çok daha programlı ve geçmişten kazanılmış büyük deneyimlerle çalışmalarımızı kongre öncesinden başlattık. Seçilelim bir bakalım demedik. O periyot de seçilme garantimiz yoktu.

Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en düzgün 5 hocasından biri, tüm dünyanın takdirini kazanmış, muvaffakiyetleri ortada olan Mourinho’yu hem Lider Sayın Aziz Yıldırım, hem de biz istedik. Sonuç prestiji ile kim kazanırsa kazansın gelecekti. Çok büyük bir coşku, umut ve sevinçle aslında imza merasiminde de gördüğünüz üzere büyük bir motivasyonla karşılandı. Yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada yankı uyandıran ve Fenerbahçe’nin konuşulmasına sebep veren bir transfer oldu. Onunla maksadımız ki bu gaye hala geçerlidir. Yalnızca bugünü değil geleceği de planlamak ve teknik açıdan da istikrar sağlamak. Sizin natürel ki beğenmeme, eleştirme lüksünüz var. Biz, 99 puan alan İsmail Hocayı da eleştiren bir topluluğuz. Son yıllarda aldığımız puanlar pek çok yılda şampiyon olduğumuz puanların çok çok üstünde. Bu sene de bu türlü olacak. Sonuçta şampiyonluk çok çok kıymetli. Hocamızın transferleri doğrultusunda sürece erken başladık. Uzun yıllardır yaşananların tersine transfer planlamamızı yaz kampından evvel bitirdik. Olağan bunun bir maliyeti de oluyor. Geçmişte finansal fair-play cephanemizin zayıflığıyla mecburen kiralama sistemleri. Kiralayan kulüpler de futbolcularını son dakikaya kadar transfer etmiyorlar. Bu sefer biraz değerliye mal olmak kaydıyla planlamamızı yaptık. Hasılı çok daha bahadır davrandık ve sonucunda Fenerbahçe tarihinin finansal açıdan en kıymetli takımını ve doğal olarak da en yüksek bütçeli takımını kurduk. Kaliteli, tecrübeli Türkiye ve Avrupa’da gayret gücü yüksek bir ekip kurduğumuzu düşünüyorum. Bunu yalnızca biz düşünmüyorduk eminim dönem başında sizler de düşünüyordunuz lakin daha da değerlisi spor kamuoyu da bunu tabir ediyordu.

Ben bugüne kadar ne yaşarsam yaşayayım hiç kimseyi mazeret göstermedim. Başarısızlık ve hayal kırıklığı varsa bunun tek sorumlusu vardır ve o da liderdir dedim. Bu sorumluluğu, yükü ve tenkitleri yeri geldi mi hakaretleri, yeri geldi mi iftiraların altında ezilmedim kimseyi de mazeret olarak kullanmadım. Bu da bu türlü devam edecektir, bu türlü bilmenizi istiyorum. Şunu da söyleyebilirim. Futbol ve futbol yapılanması açısından bence ben ve arkadaşlarım, doğal ki her vakit takdir sizlerindir lakin elimizden gelenin, maddi güçlerimizin en düzgününü yaptığımıza inanıyorum. Lakin futbol yalnızca plan ve yanlışsız takım mühendisliğiyle, çok büyük yatırımlarla değil; gayret, adalet ve bazen de talihle yazılan bir öyküdür. Bazen futbolda akıl ve mantığın algılanamadığı şeyler oluyor. Ligin birinci yarısında inişler-çıkışlar yaşamamıza karşın grubumuzu şampiyonluğun en güçlü adayı olarak pozisyonlandırdık ve çabamızı sürdürdük. Devre ortası geldiği vakit bence Fenerbahçe tarihinin en başarılı devre ortası transferlerinden birini yaşadık. Takımımızı güçlendirmek, şampiyonluk bahtımızı pekiştirmek için yatırımlarımızı daha da artırdık. Talisca üzere yaratıcı ve skorer bir oyuncuyu, Skriniar üzere savunmada önder bir ismi, Diego Carlos gibi Premier Lig deneyimi olan bir savunmacıyı takımımıza kattık. Bize nazaran esasen güçlü olan yapımızı daha da sağlam bir tabana oturttuk. Bu dönem hem futbol kalitesi hem de rekabet ve uğraş gücü açısından gerçek yolda olduğumuzun bir göstergesiydi. Yeri geldi evet hepimizi çıldırtacak bir futbol kalitesi vardı ancak o maçları da kazandık. Doğal ki ikincilik hiçbirimizi kesmiyor. Yıllardır daima yarışın içindeyiz, daima zirveye uğruyoruz lakin bir biçimde ikincilikle yetinmek zorunda kalıyoruz. Biz yalnızca alanda rakiplerle değil adil rekabet açısından kronik olarak hasta olan sistemle evvelki dönem başladığımız gayrete devam ettik. Bu çaba yalnızca bizim Yıllarca bu sistem bizden evvel de hakkımızı yedi, sesimizi kısmaya çalıştı. Bu dönem uğraşımızı bir çatışma olarak değil haklılıkla, hukukla ve sabırla yürütülen bir adalet uğraşı üzere konumladık.

YAPI ÇATIRDAMAYA BAŞLADI

Yıllarca değiştirilmeyen o yapı artık neredeyse futbolla ilgilenen herkesin kabul edeceği biçimde çatırdamaya başladı. Kolay kolay yerlerinden edilemeyecek, hatta hiç düşünülmeyecek; başta bir evvelki federasyon başkanı, yönetim kurulu, özgür yükü yüksek hakemler, gözlemciler, TFF profesyonelleri ve konseylerde vazife yapan kimi isimler artık Türk futbolundan silinmişlerdir. İnşallah da bir daha dönmemek üzere.

MÜCADELEMİZ YERİ GELDİ, BİZE ÇOK DEĞERLİYE MAL OLDU

Bu çabamız hem çok güç oldu hem de yeri geldi bize çok değerliye mal oldu. Örneğin Riyad konusu. Yalnızca bize yazıldı. Bizim verdiğimiz uğraştan değerliye mal oldu derken, küçük bir örnek. Yahut biz federasyonla görüş ayrılığı yeri geldi mi çatışma içerisinde iken bizim elimizden bir siyasetçi tutup federasyonla aramızı yapmadı. Ne demek istediğimi anlıyorsunuzdur. Yahut yapmaya çalışmadı.

YABANCI HAKEM VE YABANCI VAR, SİSTEMİN GERİ ADIMIDIR

Yıllar sonra birinci defa bir derbiye yabancı hakem atandıysa, ligin ikinci yarısında yabancı VAR hakemleri kullanıldıysa bu yalnızca bir yabancı hakem kararı değil, sistemin mecbur kaldığı bir geri adımdır. Yabancı hakem devam etmemesi kanaatimizce son derece kusurlu ve gereksiz bir karardı. Federasyona ilettik. Kamuoyu mevzuyu satın almış. Bu bahse karşı gelenlerde Galatasaray-Fenerbahçe maçından sonra federasyonun ne kadar hakikat iş yaptığını ve hakemin ne kadar başarılı olduğunu konuştu. Bu türlü bir kritik maçta hakem konuşulmamış. Türk hakemleri korunmuş. Bu hakemler işi bitince uçağa binip gidiyor. Buradaki toplumsal medya ve klâsik medya baskısı ile televizyonlarda yorumcuların ağzında cıklık olma problemleri yok. Adam gördüğünü çalıyor ve gidiyor. Yeri geldi VAR hakemleri bizim aleyhimize kusur yaptılar. Sesimizi çıkarmadık zira bizim için yabancı yanılgı yapmaz diye bir şey yok. Bizim için niyet değerliydi. Bence çok değerli bir milattı. Federasyonun bu kararından dönmesine ne mana verebildik, ne anlayabildik. Kendilerine de tabir ettiğimiz için bunu açık açık söylüyorum. Son derecede yanılgılı bulduk. Hem de spor kamuoyunun yanında Beşiktaş, Trabzonspor ve Samsunspor’un da yabancı hakem talep ettiği, başka rakibimizin ne dediğini bilemediğim için onlar da haydi talep etti, diyelim. Bu türlü bir ortam varken bununla devam etmemek bizim başımızda çok büyük bir soru işareti bıraktı.

Bu dönem gelişmeleri adil futbol için bir milat olarak görüyoruz zira biz yalnız kendi hakkımız için değil Türk futbolunun daha adil, daha şeffaf olması için çaba ettik ve etmeye de devam edeceğiz.

Elbet bu süreç hiç kolay değil. Sizler için bir değeri harbiyesi de olmayabilir. Bu bizim periyodumuz için değil Türk futbolu için gelecek için yapılan bir gayrettir. İnandığımız uğruna savaştığımız bedel ödediğimiz uzun ve şiddetli bir yoldur, bu. Bu yolda bugüne kadar yaptığımız her şeyi daha güçlü bir biçimde, daha şuurlu bir halde daha kararlı yapmaya devam edeceğiz.

Şunu da düşünmeyin, ‘Bu gayret sonuçta meyvelerini verdi.’ Evet, meyvelerini veriyor ancak bizim anladığımız, dilek ettiğimiz ve uğruna uğraş verdiğimiz adil rekabet iklimine daha yolumuz var.

FENERBAHÇEMİZ, HER OLUMSUZ GELİŞMEDEN SONRA, HER KRİZDE KONGRE TARTIŞMALARINA SÜRÜKLENECEK, TOPLUMSAL MEDYADA YARATILACAK ALGILARLA LİDER DEĞİŞTİRECEK, TRİBÜNDEN YAPILAN TEZAHÜRATLARLA İDARESİ DEĞİŞTİRECEK BİR KURUM DEĞİLDİR VE HİÇBİR VAKİT DA OLMAMALIDIR

Kıymetli Fenerbahçeliler,
Bugün geldiğimiz noktada çok ağır bir sorumluluğun yükü ile karşınızda duruyoruz. BU misyon bize emanet edildiğinde kulübümüzü hak ettiği yere taşımak için elimizden gelenin en uygununu yapacağımıza kelam vermiştik. O günden bugüne, bugün de dâhil topluluğumuzun taleplerini daima dikkate aldık. İdare Heyetimizle büyük bir özveriyle maddi, manevi her türlü katkıyı sağladılar. Onlara bir defa daha huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Ancak şunun da uygun bilinmesini istiyorum; birilerinin Fenerbahçe’yi sürüklemeye çalıştığı bir idare zafiyet içerisinde algısı için uğraş edeceğimizi, bu türlü bir şeyi kabul etmediğimizi ve bu türlü bir durum içerisinde asla olmadığımızı sizlere tabir etmek istiyorum. Bugün buradan bizi izleyen tüm topluluğumuza, taraftarımıza, kamuoyuna açık ve net bir bildiri vermek istiyorum: Biz, yönetim kurulu olarak vazifemizin başındayız ve çabamıza devam edeceğiz. Fenerbahçemiz, her olumsuz gelişmeden sonra, her krizde kongre tartışmalarına sürüklenecek, toplumsal medyada yaratılacak algılarla lider değiştirecek, tribünden yapılan tezahüratlarla idaresi değiştirecek bir kurum değildir ve hiçbir vakit da olmamalıdır. Şayet ki biz bu kapıyı açarsak öbür kulüplerde gördüğünüz ‘Allah’a çok şükür bizde bu türlü şeyler yaşanmıyor’ dediğiniz şeyler bizim kulübümüzde de yaşanmaya başlayacaktır. Bizim içimiz acımıyor mu? Bu kadar çaba, bu kadar uğraş, yeri geldiğinde savaş, kendi topluluğumuzun belirli yerleri tarafından olmayan şeyler üzerinden iftiralar, hakaretler, haklı tenkitlerin dozunu artırıp farklı yerlere taşımak… en kolay şey ‘Yeter artık’ deyip gitmek lakin biz ve bizden sonra Aziz Lider da çok sağlam durdu. Lakin biz bu kapıyı açarsak inanın kudretli bir Fenerbahçe Spor Kulübü idaresini unutun derim sizlere! Münasebetiyle şimdi yapacak işlerimiz var ve az evvel de söz edildiği üzere tamamlanacak yolumuz var. Çektiğimiz bütün cefanın, yaşadığımız bütün badirenin, en azından finansal açıdan bir iki ay içerisinde üstesinden gelmeye ve bundan ötürü apayrı projeleri… Uğraş edip ucuna gelmişiz. Güvenoyu diyen güvenoyu desin lakin biz, idarede kulübümüz için misyonumuza devam edeceğiz.

BANA NAZARAN HER BİR ŞAMPİYONLUK KADAR KIYMETLİ OLAN FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ ARTIK KİMSEYE MUHTAÇ KALMAYACAKTIR

Geldiğimiz nokta prestijiyle az evvel tabir edilen ve kulübümüze çağ atlayacak projeleri yarım bırakacak, terk edecek durumda, lüksünde değiliz. İnanın buraya getirene kadar canımız çıktı. Erol Bey’in bahsettiği borç düzeyi inene kadar bir kuruş pay satmadık. Ne yaptık, ettik kendi imkânlarımızla gemiyi yüzdürdük. Mali bağımsızlık gayesi için büyük fedakârlıklar yaptık ve Allah’ın müsaadesiyle bir daha buluştuğumuzda ki inşallah o buluşmayı Maltepe’deki tesislerimizde inşaatı sizlere göstermek için yapmayı planladığımız o buluşmada daima birlikte bana nazaran her bir şampiyonluk kadar değerli olan Fenerbahçe Spor Kulübü artık kimseye muhtaç kalmayacaktır. Evet, üzüldük ve üzdük, yıprandık, hayal kırıklıkları yaşattık lakin biz, vazife süremiz boyunca inancımızdan hiçbir şey kaybetmedik. Ve sizler de iki sene sonra ‘İyi ki bu adamlar tırsmadılar, baskıyla kaçmadılar, âlâ ki kaldılar’ ve burada anlatılanlar hayata geçtiği vakit sizler de tıpkı şeyi söyleyeceksiniz.

GENÇLER, BİLHASSA TOPLUMSAL MEDYADAKİ GENÇLER, FENERBAHÇE İÇİN BİRİLERİNE DAYANAK VERMEK DOĞAL Kİ HAKKINIZDIR. TAKVİYE VERDİĞİNİZ BİREYLERİ DÜZGÜN İNCELEYİN, UYGUN TARTIN

Toplumsal medyadaki gençlere sesleniyorum: Çok dinamik bir ülkede yaşıyoruz. ‘Ya bu türlü bir gündem olur mu?’ dediğimiz gündem bir gün sonra değişebiliyor. Apayrı daha kıymetli gündem olabiliyor. Bazen takip etmekte de ıstırap yaşayabiliyoruz. Gençler, bilhassa toplumsal medyadaki gençler, Fenerbahçe için birilerine takviye vermek doğal ki hakkınızdır. Takviye verdiğiniz bireyleri yeterli inceleyin, düzgün tartın. Onların ilkesel duruşlarını ve pahalarını anlayın, zira sizden evvel de bir hayatları vardı. Ona nazaran kararlarınızı verin, lütfen!

BİZ, İLKESEL DURUŞUMUZDAN KAİDELER NE OLURSA OLSUN HİÇBİR VAKİT TAVİZ VERMEDİK

İki tane gayemiz vardı: Sportif muvaffakiyet ve finansal bağımsızlık! Bugün şunu düşünmüş olabilirsiniz ki o denli düşünüyorsanız da bizim üzücü olsa da pek olağan karşılıyorum: ‘Ya burada projeyi anlattılar, bu Yüksek Divan Kurulu’nu geçiştirmek için’. Ben, bugüne kadar size hiçbir hususta ne palavra söyledim ne de günü kurtarmak için gündem değiştirmedim. Tahminen bir nebze o denli yapsaydık daha farklı şeyler de olabilirdi fakat biz, ilkesel duruşumuzdan koşullar ne olursa olsun hiçbir vakit taviz vermedik. Sportif muvaffakiyet dediğimizde futbol dışında esasen tartışacak bir şey yok. Her sene hem içeride hem dışarıda büyük başarılara imza atıyoruz. Amatörlerde de o denli, Olimpiyat geldiği vakit vs. bunları tekrarlamayacağım, anlatıldı. Bunu takdir edenlere de çok teşekkür ederim. Sağ olun, var olun.

AMA TOPYEKUN BAKTIĞINIZ VAKİT BENCE BU SENE HAKİKATEN FENERBAHÇE TARİHİ AÇISINDAN DA FUTBOL İSMİNE ÇOK CESURCA DAVRANILAN BİR SENEYDİ

Futbolda ise tabloyu değiştirmek için her şeyi yaptık ve şimdi ne yazık ki istediğimiz maksatlara ulaşamadık. Lütfen şu an için söylüyorum varsa bu yılki futbol tasarruflarımız ve yatırımlarımızla ilgili ‘Şunu çok yanlış yaptınız’ dediğiniz bir şey varsa söyleyin, bunu duymak istiyorum fakat topyekun baktığınız vakit bence bu sene hakikaten Fenerbahçe tarihi açısından da futbol ismine çok cesurca davranılan bir yıldı. Biz havlu atmadık, bizim ne havlu atma anlayışımız var ne de lüksümüz var. Futbolda neyin ne olacağı hiç muhakkak olmaz. Biz, uğraşımıza devam edeceğiz. Finansal bağımsızlık gayemize ulaştık. Ben ve arkadaşlarımın size en büyük mahcubiyetimiz olağan ki en kıymetli yer futbol tarafı. Ancak unutmayın ki bu dertli periyotları biz birinci kez yaşıyoruz. Başka kulüpler uzun uzun yaşadılar, sonra işler rayına girdi. Biz, bu sene bu buhran devrinden kurtulmayı planlıyorduk. Kim bilir tahminen de kurtulabiliriz. Evet, kimileriniz ‘İş mucizelere kaldı’ diyebilirsiniz, gerçek söylüyorsunuz.

BİZ BU İŞTEN ÇIKIYORUZ VE BU FENERBAHÇE TOPLULUĞUNUN BÜYÜK BİR ZAFERİDİR, YALNIZCA BİZİM DEĞİL! BU YALNIZCA BİR EKONOMİK ATAK DE DEĞİLDİR. KULÜBÜMÜZÜN GELECEĞİNİ İPOTEKTEN KURTARMA KARARLILIĞIMIZIN BİR GÖSTERGESİDİR. TÜM AKSİLİKLERE KARŞIN KULÜBÜMÜZÜN TAM BAĞIMSIZLIK YOLUNDA VERDİĞİ GAYRETİN ZAFERİDİR

Size şunu söylemek istiyorum: Bu en büyük maksadımız olan finansal bağımsızlık katiyetle en sessiz fakat en kuvvetli çabamızdı. Kulübümüzü ayakta tutan, geleceğini garanti altına alan bu alanda artık herkesin de tabir ettiği üzere çok kıymetli bir eşiğe geldik. Arkadaşlarımızın da ayrıntılıca aktardığı üzere attığımız adımlar sayesinde inşallah yaz aylarından itibaren Fenerbahçe, finansal olarak kendi ayakları üzerinde duracak ve her şeyden değerlisi eylül ayında gerçekleştireceğimiz Mali Genel Kurul’da Bankalar Birliği muahedesinden çıkışımızı resmen ilan etmeyi hedefliyoruz. Bunu da aslında birinci Yüksek Divan Kurulu’nda kutlayacağız lakin ne olur olmaz diye Erol Bey, eylül ayını işaret ediyor. Niçin buradan kurtulmalıyız? 3 Milyar 628 Milyon TL Bankalar Birliği mutabakatından sonra ödeme yapmışız. O başka bağıran arkadaşlar hiç merak ediyorlar mı; kulübün bu kadar geliri buraya giderken bu kulüp nasıl oluyor da tarihin en büyük yatırımlarını yapıyor? Gemiyi bir formda yüzdürüyor? Futbol dışındaki sportif branşlarda da yatırımlarını kesmiyor diye hiç düşündünüz mü? Buradan çıkmak zorundayız, niçin biliyor musunuz? 3 Milyar 628 Milyonun yalnızca 140 milyon TL’si anaparaya gitti. Yani 3,5 Milyar biz iki senede faiz ödedik. Biz, bu muahedeyi yaptığımız vakit faizler %9,5 idi. Değişken faiz %52’ye kadar çıktı, bugün %49,5’tur. O yüzden biz bu işten çıkıyoruz ve bu Fenerbahçe topluluğunun büyük bir zaferidir, yalnızca bizim değil! Bu yalnızca bir ekonomik atak de değildir. Kulübümüzün geleceğini ipotekten kurtarma kararlılığımızın bir göstergesidir. Tüm aksiliklere karşın kulübümüzün tam bağımsızlık yolunda verdiği gayretin zaferidir ve bundan sonra da kimse buradan çıkıp finansal açıdan Bankalar Birliği vs. konuşmayacak pozisyona gelmişiz demektir. Arkadaşlar, bu ne demek biliyor musunuz? Yeni stat projesinin düşünülme atılımıdır. Yeni stat projesini bir yere koyun, Hamdi Bey anlattı. Burada sunulan sunumun Adnan Aksu Mimarlık ile mühendislik açısından her türlü ayrıntısı düşünülmüştür. Bu, göstermelik bir sunum değildir. Bu kendi kendini ödeyecek bir projedir. Diyeceksiniz ki, ‘Parayı nereden bulacaksınız?’ Az evvel söylendi, ‘Fenerbahçe kendi emeğiyle, teriyle, parasıyla sahibi olmadığı, devletin sahip olduğu stadı yapan birinci ve tek kulüptür.’ Aziz Liderin buna cüret ettiği periyotlarda de Türkiye’nin iktisadı çok berbat durumdaydı. Artık geldiğimiz nokta itibarıyla Hamdi Bey anlattı, geçmişte de Nihat Özbağı ile bu projelerde çalışmış olmasından ötürü esasen aşinadır, Adnan Aksu gördünüz ne kadar Fenerbahçeli, ne kadar ince ayrıntısına kadar bu işler planlanılmış. Artık Allah’ın müsaadesiyle önümüzdeki mayıs sonu başlayacağız. Gerekirse dönemin birinci yarısını diğer bir stadyumda oynayacağız. Bunun için 4 ay diyorlar, ben 6 ay diyorum ne olur ne olmaz diye fakat her halükarda bu türlü bir şeye sahip olmak için bu fedakarlığı yapmak zorundayız. Tıpkı vakitte lego üzere Adnan Bey’in de söz ettiği üzere modüller hazırlanacak. Yani mayıs sonundan sonra olacak yalnızca yerleştirme işi. Ben de inanamadım lakin üç beş toplantı sonrası mimarlık ofisi hepimizi ikna etti. Bu bağımsızlık ne demek biliyor musunuz?

BİZ ALTYAPI YAPARKEN, NE DEMİŞTİM BİRİNCİ SEÇİLDİĞİMİZDE? ‘FUTBOLU BİR YERE TAŞIYACAĞIZ, DEREAĞZI BÜSBÜTÜN VE BÜSBÜTÜN FUTBOL DIŞI BRANŞLAR İÇİN KULLANILACAK

Altyapı! Altyapı projemizin maliyetinden bahsedilmedi. 60 milyon dolar! Lakin biz altyapı yaparken, ne demiştim birinci seçildiğimizde? ‘Futbolu bir yere taşıyacağız, Dereağzı büsbütün ve büsbütün futbol dışı branşlar için kullanılacak. Eskidi, yorgun, faz faz bilhassa de Hulusi Bey’in baskısıyla birinci olarak voleyboldan başlayacağız. Yalnızca orada voleybol tesisimiz olmayacak, 4-5 bin kişilik bir voleybol tesisi de yapmayı kararlaştırdık. Biz, bunları konuşabilecek pozisyona geldiysek nereden nereye geldiğimizi algılamanızı sizlerden rica ediyorum.

Bu akşam maçımız var. Samandıra’ya gittim, hoca ile konuştum, futbolcularla konuştum. Bizim idare olarak yapacağımız tek şey grubun başını dik tutmak, dayanak ve moral vermek, motive etmek. Kadroyu biz yapıyoruz, natürel ki yapmayacağız, yapmadık, hiçbir vakit da o yatağa girmeyiz.

HOCA KONUSUNDA HERKESİN DİYECEĞİ BİR ŞEY OLABİLİR. BURADA DA İSTİKRARDAN YANAYIZ

Bu akşam maçımız var. Samandıra’ya gittim, hocayla da, futbolcularla da konuştum. Bizim idare olarak yapacağımız tek şey grubun başını dik tutmak, dayanak ve moral vermek, motivasyon vermek. Kadroyu biz yapmıyoruz. Natürel ki biz yapmayacağız, yapmadık, hiçbir vakit da o yatağa girmeyiz. Ancak biz futbolcularımıza inanıyoruz, destekliyoruz. Hoca konusunda herkesin diyeceği bir şey olabilir. Burada da istikrardan yanayız. Artık her sene baştan başlayı istemiyoruz. Onun için 2 sene kontrat yaptık, bu türlü bir yükümlülüğe girdik. Bunu da burada tabir etmek istiyorum.

FENERBAHÇE’NİN EN BÜYÜK RAKİBİ FENERBAHÇE’DİR

Bedri Baykam’a teşekkür etmek istiyorum. Çok kıymetli noktalara değindi. Her vakit dediğim üzere, lider olmadan evvel de, ‘Fenerbahçe’nin en büyük rakibi Fenerbahçe’dir.’ Bunu unutuyoruz. Bu his, realite ne yazık ki her geçen gün kuvvetlenerek daha da ileri noktaya gidiyor.

BİZ BU PAY SATIŞINI FUTBOLCU MAAŞI ÖDEMEK İÇİN YAPMADIK. KULÜBÜMÜZÜN GELECEĞİ İÇİN YAPTIK

Mesela pay satışımız. Bütün kulüpler pay sattı. Bizden evvelki idareler de bizim payımızı sattı. Biz yapınca olay oluyor. Bir de hisseyi ben almışım. Ben o denli zımnî gizli bir işi, 60 bin üyesi, 30-35 milyon taraftarı olan Fenerbahçe’den kapalı yapıp gece yatağa girerken rahat uyuyacağımı mı düşünüyorsunuz. Neden bilinmeyen gizli yapma gereksinimim olsun? ‘Bu konjonktürde Trump’ın borsaları altüst ettiği, ülke realitesinde iktisadın siyaseten negatif etkilendiği bir ortamda bu satışı yapmak hem de CitiBank üzerinden, helal olsun’ demek madalyonun bir yüzü, öbür yüzü burada paranoya yaratmak. Biz bu pay satışını futbolcu maaşı ödemek için yapmadık. Kulübümüzün geleceği için yaptık. Onu da Erol Bey anlattı.

BANA DEĞİL, FENERBAHÇE LİDERİNE ÇOK AŞAĞILIK FORMDA LİSAN UZATANLARA NİÇİN HİÇ REAKSİYON VERMİYORSUNUZ? BİZ TOPLULUK OLARAK TEK YANSIYI KENDİMİZE VERMEYE ARTIK ALIŞTIK

Yahut her kulüp Cumhurbaşkanımıza masraf. Lakin Ali Koç gidince olay. Topluluğumuzu şu bahiste da tenkit ediyorum. Bana değil, Fenerbahçe Liderine çok aşağılık biçimde lisan uzatanlara niçin hiç reaksiyon vermiyorsunuz? Biz topluluk olarak tek yansıyı kendimize vermeye artık alıştık. Bizi o noktaya getirdiler. Farkında değilsiniz. Bırakacağım gün bunları çok daha farklı bir şekilde… İçimde tutuyorum yıllardır ancak bu da gidişat değil.

BEĞENSENİZ DE BEĞENMESENİZ DE MEVKİYE HÜRMET DUYMAK DURUMUNDAYIZ VE BİZİ KİM YÖNETİYORSA SONUNA KADAR DESTEKLEMEK DURUMUNDAYIZ

Kaç kulüp Cumhurbaşkanımızı ziyaret etti, niçin biz ziyaret edince sorun? Arazi işlerimiz var, vergi işlerimiz var, banka yapılandırmamız var, ecrimisiller var, vakıflarla işimiz var, ulusal emlakla işimiz var… Biz dayanırız. Ben de bu kadar güçlü olduğumu bilmiyordum. Ancak inanın her seferinde bu türlü bulamazsınız. Biz idaremiz, liderimiz kimse Aziz Lidere da son devirde çok berbat ataklar yapılmıştı, beğenseniz de beğenmeseniz de mevkiye hürmet duymak durumundayız ve bizi kim yönetiyorsa sonuna kadar desteklemek durumundayız. Burada ültimatomlar vermek, ‘Fenerbahçe dinamiklerini bilmiyorsanız şöyle olur vs.’ demek… Hürmet duyarım. Ders alacağım bir şey varsa da o dersi alırız. Katılmıyorsam da ‘Katılmıyorum.’ derim. O yüzden lütfen kenetlenelim ve ileriye dönük olumlu maksatlara odaklanalım.

Kim bilir şu önümüzdeki haftalarda neler olacağını? Ben Jose Mourinho’ya buraya birinci geldiği vakit şunu söylemiştim; ‘Burası her yere benzemez.’ Aslında hiçbir yere benzemez. Bazen biz bile tanıyamıyoruz neye benzediğini. ‘Ne kadar büyük hoca olursan ol bir önceki Portekizli hocamız da benzeri yanılgıyı yaptı ülkeyi güzel teşhis. Bu sene ne olur bilmiyorum, seninle seneye şampiyon olacağımıza hiç kuşkum yok, bu sene de yaparsan art geriye şampiyonluklar gelir.’ dedim. Lakin bu ülke senin çalıştığın hiçbir yere benzemez dedim. O da öğreniyor.

İSTESEK BUGÜN BASINA KAPALI YAPARDIK. BİNLERCE KİŞİ GELECEKMİŞ, EN TENKİTLER OLACAKMIŞ, ADAYLAR ÇIKIP KONGRE DAVETLERİ YAPACAKMIŞ… CANLI YAYINLAMAZDIK KORKSAK, KENDİMİZE GÜVENMESEK, İNANMASAK

Hepinizi tenzih ediyorum. Beni herkes eleştirebilir. Birinci yılımız. Aldığım en büyük tenkit Fenerbahçe TV’de tenkitlere müsaade vermemizdi. İstesek bugün basına kapalı yapardık. Binlerce kişi gelecekmiş, en tenkitler olacakmış, adaylar çıkıp kongre davetleri yapacakmış… Canlı yayınlamazdık korksak, kendimize güvenmesek, inanmasak.

KİMSE FENERBAHÇE’Yİ TOPLUMSAL MEDYA ÜZERİNDEN ELE GEÇİREMEZ. GEÇİRMEMELİ. HEPİMİZ BU BAHİSTE VAR GÜCÜMÜZLE DİKKAT ETMELİYİZ

Bugün bir hashtag yapmışlar. Neredeyse onu yapanların birden fazla trol hesaplar fakat birebir hashtag. Yaş icabı ben bile tam anlamıyorum bu işlerin toplumsal medyada nasıl döndüğünü ancak kimse Fenerbahçe’yi toplumsal medya üzerinden ele geçiremez. Geçirmemeli. Hepimiz bu mevzuda var gücümüzle dikkat etmeliyiz. Sizleri tenzih ediyorum. Bize vereceğiniz her türlü tenkite de açığız. Ben hayatımda ne bir gazeteyi, televizyonu aradım. İçimden geçen bir medya mensubuyla ilgili işverenden, müdürden bir talepte bulundum. Bir kişi ‘Yapt.’ diyemez. Yahut sipariş haber de yaptırmadık. Tahminen o yüzden bize saldırmanın maliyeti olmadığı için ipini koparan bu halde yapıyor.

FENERBAHÇE’Yİ ELEŞTİRECEKSENİZ YERİ BURASIDIR. BU KÜRSÜ HERKESE AÇIKTIR

Sizleri tenzih ediyorum, söyleyeceklerim sizlere ve Fenerbahçe’nin futboldaki sonuçlarını saf ve pak hisleriyle üzülerek haklı halde eleştirenlere değil hiçbir biçimde. Fakat bir de birinci gününden beri Fenerbahçeli üzere görünüp her bir başarıda sessiz kalıp en küçük aksilikte topluluğumuzu moral ve motivasyon açısından tertipli ve kasti bir biçimde yıpratmaya çalışanlara mesajım. Pek de güzel biliyoruz kim olduklarını. Fenerbahçe’yi eleştirme yeri burasıdır. Hakan Bey’e de geldiği için hürmet duyuyorum. Çıkıp beslediğiniz, insanlara haberler yaptırıp röportajlar verip olmaz. Aziz Lider da diyordu, ben de Aziz Lidere vakti geldiği vakit dedim, ‘Fenerbahçe’yi eleştirecekseniz yeri burasıdır.’ Bu kürsü herkese açıktır. Oradan bağırıyorsun ‘5 dakika, 5 dakika…’ Ne olur 2 dakika ekstra konuşsa? 3 ayda bir toplanıyoruz. Çok mu sıkıntı? ‘Dinlemek istemiyorsan git.’ diyorum ‘gitmeyeceğim.’ Diyorsun. O vakit dinleyeceksin. İlkokul arkadaşımdır konuştuğum kişi. Hepimiz saygısızlık ve hakaret olmadığı surece birbirimize her şeyi söyleyebilmeliyiz. Buradan çıkarken de yek beden çıkmalıyız. Medeniyet budur. Uygar kulüpte bu türlü işler. Rica ediyorum. Eski yöneticiler vs., gelin burada konuşun. (YDK) Liderimiz da eski yönetici. Eski yöneticilerimize daha uzun mühlet verelim. Ancak burada konuşalım, ortamızda konuşalım. Onun için Bedri Baykam’a teşekkür ediyorum.

CUMHURBAŞKANI ZİYARETİ

Cumhurbaşkanımız sağ olsun bizi kabul etti. Toplantıda Etraf ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum da vardı. Uzun müddettir bekleyen gayrimenkul projelerimizi istişare ettik. Burada konuştuğumuz 3 proje vardı. Biri salonumuzun yanındaki arazi, Ülker’le ortak olduğumuz. İkincisi kolej, üçüncüsü de Maltepe’de bize verilen yere 60 dönüm daha arazi lazım. Niçin lazım? 7 alanımızı sığdırdık lakin bize bir gölet lazım. Bu işteki en büyük masraf su. Doğal sularla alanlarımızı suladığımız suların akacağı bir gölet. Bir depo düşünün. Onun üzerine bir, iki tane daha saha koyabilirsek o da çok kıymetli bizim için. Onu konuştuk, koleji ve Ülker’i konuştuk. Stat projemizi birinci kere size sunduk. Sayın Bakanımızla stat projemizin üstünden şimdi ayrıntılı halde geçmediğimiz için Cumhurbaşkanımıza sunmayı şeklen hakikat bulmadık. Başka taraftan Nedim Keçeli’nin –Seba Küme bu işin duayenleri- çok fazla göstermediği, Kenan Evren’deki proje hakikaten dinleyince bizim ağzımız sulandı. Hamdi Bey Maltepe’de müsaadeleri, her şeyi aldı, inşaatı başlattı, bitirişi Nedim’e veriyor. Kendisi büsbütün Dereağzı ve Ülker’le ilgileniyor.

MALİ BAĞIMSIZLIK KONUSUNDA HEPİNİZİN İFTİHAR EDECEĞİ BİR DURUMA İKİ BİLEMEDİNİZ ÜÇ AY SONRA GELECEK OLMAKTAN ÖTÜRÜ ÇOK MUTLUYUM

Birçok gece sabahın nasıl olmayacağını bilerek yattık. Ne demek? Biz bu maaşı nasıl ödeyeceğiz yarın? Çok direndik, yalvardık, insanlara gittik, Allah razı olsun hepsinden. Sanmayın ki hepsini kendimiz yaptık. Ancak bir halde Fenerbahçe’nin düzeneğini hayata geçirerek yaptık. Ancak yükümlülüğü yerine getirememek için gece uyuyamamak kimseye nasip olmasın. Herkesin kendi sıkıntıları, ıstırapları, acılar var lakin şunu söyleyeyim; o kadar memnunum ki, en azından mali bağımsızlık konusunda hepinizin iftihar edeceği bir duruma iki bilemediniz üç ay sonra gelecek olmaktan.

Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum bizi kabul ettiği, projelerimizi dinlediği ve takviye verdiği için. Sonra Bakanlığa gittik, Murat Bey’le orada biraz daha istişarelerde bulunduk. Kendisi çok pragmatik ve sonuç odaklı. Ziraat Bankası’yla sonraki gün görüştük. Münasebetiyle daha fazla bunları uzatmak istemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Bakanımıza çok teşekkür ediyorum. İnşallah konuştuğumuz projeler mutabık kaldığımız noktalar en kısa vakitte hayata geçecektir.

Kamil Mehmet Bilge Bey’e teşekkür ederim açık ve eldivensiz formda konuştuğunuz için. Hislerinizin bir kısmına ortağım. Bir kısmına katılamıyorum. ‘Tesis duymak istemiyorum.’ diyorsunuz. 6 sene yöneticilik yaptığım devirde de bu türlü olaylar olmuştu. ‘Başarı istiyorum, şapkayı önümüze koyalım.’ Hem tesis yapmalıyız hem de başarılı olmalıyız. Biri birinden bağımsız olmamalı. Sizin sarf ettiğiniz kelamlar benim de düşündüğüm, yaralayan kelamlar. Teşekkür ediyorum.

Katılımınız, sabrınız için teşekkür ederim. Buraya çıkıp olumlu, olumsuz konuşan herkese samimi hislerini paylaştıkları için teşekkür ederim. Genel Konsey daveti oldu. Mutabık değiliz. Artık demin söz ettiğim hususları hayata geçirmenin vakti. 6 hafta, 18 puan var. Neyin ne olacağı belirli olmaz. Her hâlükârda biz vazifemizin başındayız. Bir sonraki buluşmamızda göreceksiniz farklı bir havada apayrı bir ortamda değişik şeyleri konuşuyor olacağız. Sizin yaşadığınız hüzünleri, hayal kırıklıklarını inanın biz de yaşıyoruz. Onun için özür dileriz. Futbol açısından yapabileceğimizin en uygununu yaptığımızı düşünüyorum bu sene özelinde. Bu buhran devri de bir yerde bitecektir. İnşallah 6 hafta içinde biter. Bitecektir. Bittiği vakit da iş apayrı yerlere gidecektir. Hepinizi sevgi ve hürmetle selamlıyorum, katıldığınız için teşekkür ediyorum.”