Yönetim Kurulu Üyemiz Alper Alpoğlu’ndan gündeme dair açıklamalar
Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyelerimizden Alper Alpoğlu, Harika Genel Konseye ait Fenerbahçe Televizyonu’na açıklamalarda bulundu. Süreçle ilgili topluluğumuzu bilgilendiren Alpoğlu, şu tabirleri kullandı:
Fenerbahçe’nin harikulade bir gücü var lakin biz bu gücü kendi içimizde harcamaya başladığımız vakit maalesef dışarıya karşı olan caydırıcılığımızı da kaybediyoruz
“Tüm kongre üyelerimize, taraftarlarımıza ve topluluğumuzun tüm mensuplarına hoş bir girizgâh yapmak istiyorum. Çok gergin bir ortamdan geçiyoruz. Bu kadar gergin bir ortam Fenerbahçe’ye hiçbir katkı sağlamıyor. Ben, topluluğumuzun tüm mensuplarına, taraftarlarımıza, kongre üyelerimize ve Fenerbahçemize gönül veren herkesi artık biraz sakin olmaya, sağduyulu yaklaşmaya davet etmek istiyorum. Zira üzülüyoruz, çok üzülüyoruz. Bizler de Fenerbahçeliyiz, burada herkes Fenerbahçe’nin düzgün olmasını istiyor lakin geldiğimiz noktada insanların birbirlerini kırmaları hakaret eder noktaya gelmeleri… Fenerbahçe’nin dayanılmaz bir gücü var lakin biz bu gücü kendi içimizde harcamaya başladığımız vakit maalesef dışarıya karşı olan caydırıcılığımızı da kaybediyoruz. Ben buradan Fenerbahçe’nin hukuktan sorumlu yöneticisi olarak topluluğumuza bir davet yapmak istiyorum. Artık biraz daha sakin olalım, her şeye sağduyulu yaklaşalım. Dünden bir örnek vereyim, bizim 3 Temmuz duruşmamız vardı topluluğumuz için çok kıymetli, kırmızı çizgimiz olarak kabul ediyorum. Hangi idare gelirse gelsin bu bizim kırmızı çizgimizdir. Zira 14 yıldır verdiğimiz bir hukuk uğraşı var. Maalesef ki isteyerek ya da istemeyerek burada bile davayı kaybettik üzere birtakım algılar yapıldı. Topluluğumuz ve taraftarlarımız üzülüyor, bu süreçte nasıl emekler verildiğini herkes biliyor. Davayı kaybettiğimiz yok. Burada bile oradaki süreci, davayı kaçıracak boyuta geliyoruz. Elbette ki demokratik hakkını kullanan kongre üyelerimize Liderimiz da en başından beri söylüyor herkesin hürmet duyma mecburiyeti var, bu bir hak. Artık bu süreci biraz daha sakin geçirmemiz gerektiğini söyleyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Biz topluluğumuzun vermiş olduğu her türlü sese hürmet çerçevesinde hareket ediyoruz
Hatırlayacağınız üzere Liderimiz esasen eylül ayında Harikulâde Genel Şura yapılacağını söyledi. Biz eylül ayında bir Harikulâde Genel Heyet kararı aldık. Aslında bunun çıkış noktası topluluğumuzdan gelen sesleri dinleyerek alınan bir karar. Biz bunlara duyarsız kalsak aslında bu türlü bir karar almazdık. Liderimizin misyona geldiğinden beri şeffaflık ve sarihlik üzerine bir siyaseti var ve buna istinaden yeniden Liderimizin ilan etmiş olduğu eylül ayında olacak Fevkalâde Genel Heyet kararı var. Biz topluluğumuzun vermiş olduğu her türlü sese hürmet çerçevesinde hareket ediyoruz. İnsanların birbirlerini kırması Fenerbahçe’ye ziyan verir hale geliyor. Demokratik haklarını kullananlar için konuştuğum bir şey değil bu. Burada doğan gerginlik ortamı, hakaret eder konuma gelmiş olmaları Fenerbahçe’ye artık ziyan veriyor. Dünyanın en büyük sivil toplum örgütü olan gücümüzü kendi içimizde harcadığımız vakit caydırıcılığımız ortadan kalkıyor. En başından beri söylüyoruz demokratik, türel haklarını kullanan bireylere karşı başta Liderimiz olmak üzere herkesin hürmeti var. Esasen bu çerçevede hareket ettiğimiz için de eylül ayında genel şura kararını aldık.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan gelen cevap hakkında
İmza süreci başladığı periyotta yani yaklaşık bir ay evvel hukukçu kongre üyelerimizden bize pek çok mail geldi. Dediler ki ‘Medeni Kanunla bizim tüzüğümüz çelişiyor.’ Biz hukuktan sorumlu yöneticiler olarak Fethi Bey ile bir arada kendi ortamızda bunu değerlendirdik ve ciddiye alınacak bir itiraz olduğunu gördük. Bunun üzerine de hukukçu akademisyenlerden bir görüş istedik. Uygar hukuk, dernekler hukuku konusunda doçentler, tabipler ve uzmanlardan bir görüş istedik. Gelen görüş Uygar Kanunun uygulanması tarafındaydı. Uygar Kanunun 75. unsuru ne diyor? ‘Bu nisap hesaplanırken tüm kongre üyeleri baz alınmalıdır.’ diyor. Tüzüğümüzün 20/C unsuru de ‘Aidat ödeyen kongre üyeleri baz alınmalıdır.’ diyor. Ortada da aslında büyük fahiş bir fark yok esasen. Biz kongre üyelerimizden bize gelen sorulara karşı eksiksiz olarak karşılık vermeye uğraş ediyoruz. Hele ki böyle bilgi edinme kanunu kapsamında. Bizim hukukçu uzmanlardan, akademisyenlerden alınan rapor burada kanun kararının amir karar, emredici olduğudur ve tüzüğün üzerinde olduğu bu sebeple kanun kararının uygulanması gerektiği tarafında bir rapor geldi bize. Doğal biz 7405 yasa gereği biliyorsunuz Gençlik ve Spor Bakanlığı’na tabiyiz. Bunu temel kabul etmedik bir de Gençlik ve Spor Bakanlığı’na sorduk. Bu da kestirim ediyorum aşağı üst 20 gün evvel sorduğumuz bir soruydu. Bu işin çıkış noktası her bir kongre üyemizin bize yapmış olduğu imza müracaat, beyannamesi bizim için değerlidir. Birinci bunun çıkış noktası aidat ödemeyen bir kongre üyemizin imzasının geçerli sayılıp, sayılmaması üzerine çıkan bir tartışmayla süreci başlattık. Burada şayet tüzük kararlarının uygulanması durumunda biz bunu geçersiz sayacağız. Kanun kararlarının uygulanması durumunda ise bunu geçerli sayacağız. Bir kongre üyemizin hak kaybı uğramaması için bakanlığımıza soru sorduk. 20 gün evvel soruldu ve yanıtı bugün geldi. Yorum yapmadan, tüzel tabirle direkt aktaracağım. Uygar Kanunun 75. hususu amir karar olduğu yani kanun kararı olduğu, kanunlar hiyerarşisi gereği de kanunun her şeyin üstünde olduğu yani tüzüğün bir kanuna alışılmamış olamayacağı tarafında bir yanıt geldi bakanlıktan. Gelen o karşılık sonucunda de tüm üye sayısının 1/5’inin uygulanabileceği istikametinde bakanlığın bize bildirmiş olduğu mütalaası oldu. Aslında bizim aldığımız görüşler de bu taraftaydı. O sebepten bizim kamuoyunda bugün ağır biçimde konuşulan sorunun karşılığı olacağını inanıyorum. Bakanlığın bize bildirmiş olduğu görüş bu. Olağan bizim de aldığımız bağımsız görüşler bu istikamette.
Üye sayısı ve kulübe teslim edilen imzalar hakkında
Bizim mevcut üye sayımız 54.907. Bunun 1/5’i 10.995 ediyor. Aidatını ödeyen üye sayımız da 46.939. Yani aslında çok büyük bir fark oluşmuyor. Kulüp olarak bizim geçen hafta yaptığımız açıklamada teslim edilen imza sayısı 229’du. Bunu da açıklığa kavuşturalım. 229 imzadan bahsediyoruz, yani 229 adet kulübümüze gelen beyan, imza var. Tamamı 229 tane o da zira çok tartışıldı. Bu hafta da 5 imza daha gelmiş şu an için 234 adet kulübümüze ulaşmış imza var. Bu sayıya YDK’ya teslim edilen imzalar da dahil. Yüksek Divan Kurulu’ndan imzaları belli dönemlerle alıyoruz. YDK’ya ve bize gelen toplam imza sayısı şu ana kadar 234. Biz şu ana kadar ne kadar imza toplandığını bilmiyoruz. Bize teslim edilen imza sayısı üzerinden konuşacaksak, nasıl bir süreç uzatmaktan bahsedebiliriz? Onu anlamadım. Bakanlığa sorduğumuz soru bile üyelerimizin bir hak kaybına uğramamaları adınaydı. Sicil Kurulu’nun yaptığı incelemede 234 imzanın içerisinde aidat ödemediği için geçersiz sayılacak imzalar da var. O bireylerin de bir hak kaybı uğramaması ismine bakanlığa soru sorduk. Süreci nasıl uzatmış olabiliriz? Bu türlü bir şeyi ben çok anlamlandıramadım.
(Sosyal medyada kulübümüze imzaların toplu teslim edileceği bilgisi hakkında) Bu süreçte kulübümüze teslim edilen imza olmadı. 5 imza daha geldi. Toplam 234 imza. Onun dışında diğer teslim edilen imza olmadı. Toplu bir halde imza gelirse buna dair de hazırlıklarımız tamam.
İmzaların nasıl teslim alınacağı ve koruma edileceği hakkında
İmzaların hem tüzük hem de kanun gereği Genel Sekreterliğe teslim edilmesi gerekiyor. Yüksek Divan Kurulu’na imzaları teslim etmeyi tercih eden kongre üyelerimiz de oluyor. Yüksek Divan Kurulu Liderimizle yapmış olduğumuz görüşme sonucunda makul dönemlerle imzalar oradan bize liste halinde geliyor. Biz imzaları bir liste halinde teslim alacağız. Bunu belirtmekte yarar var. Zira onlarca imzayı getirip, buraya teslim edip gitmeyi kabul edemeyiz. İmzaların liste halinde gelmesi gerekiyor. Toplu imzaların listede isim-soy isim, sicil no, noter ve yevmiye numaraları, irtibat numaralarının yer alacak formda bize getirilmesi gerekiyor. İmza toplama sürecinde kulübümüzde 6 işçimizi görevlendirdik. Sabah 09.00 ile akşam 21.00 saatleri ortasında imzaları teslim süreci olacak. Hukuktan üç çalışanımız, Sicil Kurulu’ndan iki çalışanımız, bir de evrak ünitesinden bir çalışanımız hazır bulunacak. Onun dışında Yüksek Divan Şuramız ile de bir görüşme yaptık. Onlarla da mutabıkız. Yüksek Divan Kurulu’ndan da bir temsilcinin hazır olacağı ve bütün süreci koordine edecek Yönetim Kurulu Üyelerimizin olacağı bir takımla imzaları en sarih ve en şeffaf biçimde teslim alacağız.
Kulübümüzde imzaların teslim alınacağı bir oda tahsis edildi. Odada 24 saat imaj ve ses kaydı alınacak. KVKK’ya uygun bir biçimde imzaların teslim alma anından arşivlenme anına kadar A’dan Z’ye inançlı bir biçimde imzalar koruma edilecek. O noktada da tüm kongre üyelerimizin içleri ferah olsun.
Teslim alınan imzalar taranacak ve asılları koruma edilecek. Onun dışında kongre üyelerimize imzaların bizlere geldiğine dair SMS’ler atılacak. Sicil Kurulu’na teslim edilecek. Sicil Kurulu yapacağı inceleme sonucunda imzalarla ilgili artık aidata bakmayacağımız için kongre üyesi olmazsa, kongre üyesi değilse yahut kongre üyelik kurallarını kaybeden şahıslar varsa bunların imzalarını kabul etmeyecek. Bununla ilgili imzaların kabul edilmediğine dair ilgililere SMS’ler gidecek. Sürecin sonunda tekrar şeffaflık prensibi gereği yeniden çok mevzuyu A’dan Z’ye anlatan bir kamu spotu hazırlayıp, Fenerbahçe TV’de bunu yayınlayacağız. İmzaların teslim sürecinden sonuna kadarki kademeyi anlatan bir kamu spotu hazırlayacağız. Biz bunun için gerekli tedbirleri anlattığımız üzere alıyoruz. Değerli olan tüm kongre üyelerimizin imzalarını en yanlışsız ve en süratli halde teslim alınıp, biraz evvel bahsettiğimiz prosedürde koruma edilmesi. Biz burada elimizden geldiğince süratli hareket edeceğiz.
Bakanlığın bize vermiş olduğu karşılık nezdinde hareket edeceğiz
Burada bize bir hukukçu olarak yorum yapayım. ‘Kanunu uygulamak zorunda değiliz.’ üzere bir açıklama olmaz. Tüzükler kanuna muhalif olamaz. Farklı görüşler olabilir. Buna katılmayanlar olabilir. Zira bakanlığın görüşü de bir görüş. Onu da şu açıdan söylüyorum. Orası amir bir görüş ve sonuçta biz oraya bağlıyız. Spesifik bir husus mu, alışılmış ki tüzüğümüz de bir karar var. Kanun da bir karar var. Biz bu spesifik görüşe ait bağlı bulunduğumuz alan bakanlık olduğu için bakanlığa bir soru sorduk. Bakanlıktan gelen karşılık aslında bizim tüm kongre üyelerimizin haklarını korumak hedefiyle sormuş olduğumuz bir soru. Bakanlığın resmi kurumunun bize vermiş olduğu yanıt nezdinde de biz hareket edeceğiz. Tüm kongre üyelerimizin 1/5’ini temel alarak hareket edeceğiz. Biraz evvel de söyledim. Farklı görüşler olabilir. O görüşlere hürmet duyuyoruz fakat bir hukukçu olarak kanunun amir kararı olduğuna dair bakanlığında görüşü, bizim almış olduğumuz kongre üyelerimizin talepleri üzerine almış olduğumuz akademisyen görüşleri de bu istikamette olduğu için burada uygulanması gereken prosedür Uygar Kanunu’nun 75. hususu prosedürüdür. Bunu da en başından beri söylüyorum. Tüm kongre üyelerimizin haklarını korumak ismine Fenerbahçe kurumsallığına yakışır bir formda süreci ilerletmeye çalışıyoruz.
Ben son kısımda de girizgâhta yapmış olduğum konuşmayı yapmak istiyorum. Topluluğumuzu sakin olmaya davet ediyorum. Sonuçta biz hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Burada kanunun emretmiş olduğu ve bakanlığın da vermiş olduğu görüş sonucunda bir mütalaa var. İnsanların buna katılmama hakkı olabilir fakat bahsetmiş olduğum şey bizim almış olduğumuz bir görüş var. En başında söylediğimi tekrar etmek istiyorum. Topluluğumuzu biraz sakin olmaya, Fenerbahçe’nin o dünyanın en büyük sivil toplum örgütü ve içindeki o fevkalade gücü artık kendi içine değil Fenerbahçe düşmanlarına yöneltmesi gerektiğine inanıyorum. Çok da fazla uzatmadan teşekkür ediyorum.”
Basın Fotoğrafları
